Giriş yap
Kayıt Ol
Taverna Bülteni
EK - Oyuncunun Merkezi Kurallar

Hristiyanlığın Erken Orta Çağ'da Meydana Getirdiği Dönüşümler

Kroisos Çevrimdışı

Ekip Lideri

Dinar: 398

Kraliyet Dinari: 2

4 yıl önce

“İsa’nın öğretilerine uyan toplumlar başlangıçta yazılı başvuru kaynaklarından yoksundur; bir takım kutsal metinler vardır, ama bunların çok büyük bir kısmı tahrif edilmiş olup daha sonra reddedilecektir. Bunlar İsa’nın verdiği mesajın yorumlanmasından İsa’nın insani ve tanrısal özelliklerinin algılanmasına ve kilisenin tarihinde tekrar tekrar ele alınacak.”


1. BÖLÜM - HRİSTİYANLIĞIN DOĞUŞU VE DOKTRİNLER



HRİSTİYANLIĞIN DOĞUŞU 


Hristiyanlığın doğuşu Yahudiler tarafından baskıyla karşılanmıştır. Bu baskılar sonucunda Hz. İsa çarmıha gerilerek idam edilmiştir. Hz. İsa öldüğünde ardında herhangi bir yazılı metin bırakamamıştır. Bunun sonucunda ilk Hristiyan topluluklarının başvurabileceği tek kaynak Tevrat olmuştur. Bu sebepten dolayı Hristiyanlar; azizlere, az da olsa otorite sahibi kişilere dayandırılan kaynaklara atıfta bulunan Markos, Matta, Luka ve Yuhanna İncil’lerine önem vermişlerdir ve bunlar daha sonra Yeni Ahit’i oluşturacaklardır.


Hristiyanlığın yayılışında Hz. İsa’nın yakın arkadaşları rol oynar, bunlardan en önemlisi Aziz Petrus’tur. Bu açıdan Petrus, Katolik Kilisesi tarafından ilk Papa ve İsa’nın varisidir. Aziz Pavlos da Hristiyanlığın yayılışında ve kutsal metinlerinin oluşturulmasında önemli bir kişiliktir.


(Aziz Petrus)


Roma İmparatorluğu da Yahudi cemaati gibi Hristiyanlara baskı yapmıştır. İyice güçlenen Hristiyanlığa karşı koymak ise Roma için, iç ve dış karışıklıkların yaşandığı bir dönemde oldukça zordu. Hristiyanlığı bastıramayan Roma İmparatorluğu, onu bünyesine katmaya 313 Milano Fermanı ile karar verdi. Bu fermandan sonra Hristiyanlar inançlarını özgürce yaşayabilecekti. Büyük Konstantin (İlk Hristiyan Roma İmparatoru) tarafından Hristiyanlığın kabul edilmesiyle birlikte Hristiyanlık doğuşunu tamamlayacaktır.


YENİ DOKTRİNLER VE SAPKINLIK


Hristiyanlığın Ortodoks (merkez) inancı, teslise dayanır. Teslisin ögeleri:


  • Baba
  • Oğul
  • Kutsal Ruh

Teslis inancına göre bu üçlü tek bir kaynaktan yaratılmıştır ve üçü de Tanrı’nın birbirini tamamlayan farklı yansımaları olarak görülür.

ARYANİZM

İskenderiyeli bir papaz olan Arius’a göre İsa, ebedi ve bölünmez olan babayla özdeş olamaz. Ona göre Oğul’un olmadığı bir zaman vardı. Dolayısıyla Baba ile Oğul aynı varlıktan oluşamazlar. Arius’un sapkın görüşleri üzerine Nicea (İznik) Konsili toplanır. Ancak konsil, İsa’nın babayla aynı varlıktan oluştuğuna ve onun tarafından yaratıldığına karar verir. Bunun üzerine Arius sürgüne gönderilir, daha sonra ise hayatını kaybeder. Ancak ölümüyle Aryanizmin sonu gelmez, tam tersine daha da güçlenir ve yayılır. Onun öğretilerini Wulfila yayacaktır. Özellikle sonradan Roma’yı yağmalayacak olan Gotlara Aryanlığı, Wulfila kabul ettirir.

(Wulfila Gotlarla)

MONOFİZİTİZM – DİOFİZİTZM 

V. yüzyılda Konstantinopolis patriği olan Nestorius yeni bir bölünmeye yol açacak olan görüşünü öne sürdü. Ona göre, İsa’nın tanrı ve insan olmak üzere iki doğası vardır ve Meryem’den Tanrı’nın annesi veya Tanrıyı doğuran diye değil, ancak İsa’nın annesi diye söz edilebilir. Bu görüş diofitizm yani çiftçilik olarak geçer. Bu görüşün karşısında ise monofizitizm yani tekçilik vardır. Tekçilere göre İsa’nın doğası tektir. Bu ayrılığı gidermek için 451 yılında Kalkedon’da gerçekleşen konsilde monofizitizm reddedilir ve İsa’nın hem tanrı hem de insan olmak üzere iki doğaya sahip olduğu kabul edilir. Böylelikle merkezi Hristiyanlık diofizitizm etkisinde gelişir ve monofizitizme de ağır baskı uygulanır. Tekçi kiliseler; Antakya, Ermenistan ve Mısır kiliseleridir. Yaşanan bu husumet sebebiyle Müslümanlar, imparatorluğu (Doğu Roma) istila ettiklerinde monofizitler onları kurtarıcı olarak görür ve şehirlerinin kapılarını Müslümanlara açarlar.

Tüm bu süreçlerde Roma ile Konstantinopolis kiliseleri yavaş yavaş ayrışmaya başlayacaktır. Bunun sebebi iki şehrin de iktidar merkezi olmasından kaynaklansa da zamanla amentü ayrılıklarına da sebep olacaktır.

Bu bölünmeler dışında Diocletianus devrinde bazı rahiplerin yaptığı ihanetler sonucu tartışmalar yaşanmıştır “Hristiyanlığa ihanet eden bu rahiplerin görüşlerini kabul etmek doğru mudur?”. İlk günah tartışması ortaya atılmıştır: “Hz. Adem’in günahlarından sorumlu muyuz, değil miyiz?”.

İKONOKLAZM

726 yılında III. Leo, batıl inanç ve bağnazlığa yol açtıkları gerekçesiyle putperestliğe ait sayılan kutsal tavsirlerin yapımını, ticaretini ve ibadetini yasaklar. Bu yasağa Roma’yı da dahil etmeye çalışır, ancak Papa Gregorius Magnus (Büyük Gregorius), tasvirlere tapınmayı kabul edilebilir ilan edecektir (“Tasvirler kutsal kitapları tanımayanların kitabıdır;” Mektuplar IX:209) ve bu karar İtalya’ya sığınan muhalifler tarafından muazzam bir destekle kabul edilir. Özerkliğini korumak isteyen Papa, Şarlman’ı Kutsal Roma İmparatoru olarak tanıması Roma - Konstantinopolis Kiliseleri arasında yaşanan ayrılığı derinleştirecek. 

(Put kırıcılığını tasfir eden bir resim)

İkonoklazm yani diğer adıyıla put kırıcılığı sebebiyle Doğu Roma İmparatorluğu'ndan birçok eser günümüze ulaşamamıştır. Bu dönemde büyük bir yıkım başlamış, ikonlar halktan ve imparatordan saklanmıştır.

Aziz Paulus’un kendisi bile şöyle der: “Ayrımların gün ışığına çıkması faydalıdır. Böylece aramızdaki gerçek inananlar ortaya çıkacaktır.”
5 kişi beğendi

Kroisos Çevrimdışı

Ekip Lideri

Dinar: 398

Kraliyet Dinari: 2

4 yıl önce

Genel olarak bölüm bölüm ilerleyerek Hristiyanlığın genel manzarasını ortaya koymaya çalışacağız.

1 kişi beğendi

Corleone Çevrimdışı

Köylü

Dinar: 0

Kraliyet Dinari: 0

3 yıl önce

1-Hristiyanlığın Roma paganları tarafından tahrif edilmesi ile ilgili görüşünüz nedir?

2-Hz. İsa(as) ve havarilerin ulaştırdığı hak dini Roma'nın putperest pagan anlayışındaki bürokratik yetkililerin ve incil(tahrif edilmiş)+putperestlik dinini karıştırıp bunu Hristiyanlık olarak sunan İmparator Konstantin'in rolünü yorumlar mısınız?

Kroisos Çevrimdışı

Ekip Lideri

Dinar: 398

Kraliyet Dinari: 2

3 yıl önce

Corleone

1-Hristiyanlığın Roma paganları tarafından tahrif edilmesi ile ilgili görüşünüz nedir?

2-Hz. İsa(as) ve havarilerin ulaştırdığı hak dini Roma'nın putperest pagan anlayışındaki bürokratik yetkililerin ve incil(tahrif edilmiş)+putperestlik dinini karıştırıp bunu Hristiyanlık olarak sunan İmparator Konstantin'in rolünü yorumlar mısınız?


Roma'daki insanlar Hristiyanlığa geçtiklerinde saf Hristiyan olmadılar. Onlar, Hristiyanlık dinine geçtiklerinde pagan inançlarından çeşitli adetlerini sürdürdüler. Bunun en önemli örneği heykeller/putculuk olabilir. İnsanlar bu adetlerini Hristiyanlıkla birleştirdiler. Doğu Roma'da İkonoklastlar bu pagan inançlarını yok etmeye çalıştılar fakat uzun vadede başarılı olamadılar. Yine Justinianus Atina'da yer alan ünlü pagan akademisini kapatmasıyla bu unsurları ortadan kaldırmak istese de insanlar bir anda pagan inancına sahip öğeleri kültürlerinden atamadılar. Aynı şekilde Türkler de pagan inançlarını hala İslam çatısı altında sürdürmeye çalışmaktadırlar. Örneğin, nazar boncuğunun kullanılması veya ağaçlara kutsallık atfetip dilek tutulması gibi. 


İmparator Büyük Konstantin, artık Roma'nın Hristiyanlarla mücadele edemeyeceğini anladığı için Hristiyanlık dinini serbest bırakmak zorunda kaldı. Nasıl ondan önceki Roma İmparatorları devlet yıkılmasın diye "barbar" kabilelere Roma'dan toprak verip onları asker olarak kullandıysa Konstantin de bu düşünceden hareket etti. Kendisi saf iyi niyetleriyle Hristiyanlığı serbest bıraktığını söylemek abes olur. Ayrıca Konstantin'den önce Hristiyanlara yapılan çeşitli eziyetler sonucunda Konstantin sonrası Hristiyanlık da aynı kalamadı. Hristiyanlar, geçmişin günahlarını tartışarak Hristiyanlık öğretisini iyice tahrif ettiler. 

1 kişi beğendi