Giriş yap
Kayıt Ol
Taverna Bülteni
EK - Oyuncunun Merkezi Kurallar

İhtiyar Kurdun Münacatı (şiir)

Tamerlane Çevrimdışı

Diğer Bölümler Bölüm Lideri

Dinar: 625

Kraliyet Dinari: 2

2 yıl önce

İhtiyar Kurdun Münacatı Bir puslu dağlara baktı kurt birde sararan otlara, Yara çok uzaklardaydı içindeki yara, Kanın o buruk tadı, et deri ve kemik, Aklındaydı yaşamak , aklındaydı üstelik, İçinde delice bir ümit... Koşsa su dağlarda bulutlara seğirtse, Kayan yıldız gibi alsa başını gitse, Ama içinde korkunç bir kış, içinde bir titreme, Gitmek cinnetiydi kurdun ama, Gitme diyen bir ölüm kesmişti yolunu. Ecel kurulmuştu çoktan ömrünün tahtına. Ve onca zaman içinde bekliyordu, Kurt hazırdı sararan otlar arasında ölüm anına, Giderayak bir ceylan çıktı bahtına...

Ölümü beklerken kurt, Sarı otların içinde, koca taşın dibinde, Az ilerisinde nazlı nazlı akan dereye, Ürke ürke bir ceylan indi su içmeye Körpe bir ceylan, içi dolu ümit içi dolu kan.. Delirdi kurt kana duyduğu açlıktan, İhtiyar delice bir hayat sezdi Ceylanın sekmesinde, Ah bir avlasa onu; Dişlerini boynuna bir geçirebilse, Dişte geçirebilecekti sanki ölüme... Bir heves çöreklendi ihtiyar gönlüne, Son bir koşuya yeltendi, Son bir ava niyetlendi, Ama hükmü geçmiyordu ayaklarına, Bir ömrün yangınından kalan cılız bir duman, Tütüp geçiyordu dağ akşamından, İçinde kemikleri kırılan bir pehlivan, Boynu bükük ayrıldı er maydanından, Gönlü sellerden gümrah, Hali damlamaya halsiz, Bir ırmak gibi denize yakın, Kıvrılıp gidiyordu, yayvan ve mecalsiz.

Ne yazıkki ceylan gördü onu, Acıdı kurdun perişan haline, Bir merhamet büyüdü kara gözlerinde, Baktı siyahın bütün merhametiyle. Sarı otların arasında koca taşın dibinde, Bütün canı gözlerinde dağca bir öfkeyle, Dilini bile döndüremediği bir dilde, Söyleyecekleri vardı kurdun, Şu dağ kadar büyük dağ başı gibi puslu, Hayatı gibi basit ve namuslu, Ceylan en azından adından ürksün diye, Kurdum ben, Diyebildi sadece, Kora düşen kar gibi kelimeler eridi gitti, Ceylan emniyetle yanından yürüdü gitti, Kurdun muradı adında kalmıştı, Hayat adından fazlasını çoktan almıştı....


O an delice bir şehvetle can havliyle hayalinde, Sanki geçirmişti kurt dişlerini Ceylanın boynuna, O an sanki fışkırıyordu Ceylanın damarlarından kan, Kırılan kemiklerin sesi uyandırıyordu geceyi, Ve boylu boyunca yatıyordu önünde et, Ve o an bir nefret titredi kurdun kurtluğunda, Kaç yılın kışı üşüdü birden içinde, Ölüm orada bir derslik konuydu ve anlıyordu, Sarı otların içinde, Bir taş gibi koca taşın dibinde, O dağ başında, Ölüm bir şehir gibi büyüyordu içinde, Karanlık mahallelere doğru, Karanlık şarkılara doğru, Karanlığa doğru, Giderayak ceylan diş görmemiş boynunu çevirdi, Baktı merhamet dolu gözleriyle, Kurdun üstüne kahırdan bir dağ devrildi, Sönen gözlerini semaya dikti, Kurt Tanrı'dan ilk defa birşey isteyecekti... Ey puslu dağların, Ey kuytuların, Ey delice akan suların, Ve susuzluktan kuruyanların Rabbi, Ya aksın içimde gürül gürül hayat doyur beni kana, Ya al canımı artık aczimi gösterme ceylana...

Tarkan Başer


Tarkan Başer, Şiir. Şair. Gibi. 


3 kişi beğendi