Giriş yap
Kayıt Ol
4 yıl önce
Obasını kurduktan sonra atını gün batımına doğru sürdü. Tuna nehrinin kenarına geldikten sonra atı Aykız'ı taze çimen yemesi ve buz gibi Tuna nehrinin suyundan içmesi için salarak kendisi de yanında getirdiği dolu bir çamçak kımızı alıp suyun kenarında ki bir kayanın üzerine oturdu. Güneş artık birkaç gün önceki halini geride bırakmış ve ademoğluna sırt çevirmişçesine eskisi gibi ısıtmıyordu. Ama yine de hava güzeldi.
Çamcağı açıp ağız dolusu bir yudum kımız alıp çizmelerini çıkardı. Ardından çoraplarını çıkartıp Tuna nehrinin buz gibi sularına soktu ayaklarını ve kımızından bir yudum daha alarak düşüncelere daldı.
"Onca insan, tek bir umut. Bir olduk ta bu diyarlara geldik yurtlandık, yurt tuttuk. Ey yüceler yücesi Uluğ Yaradan, bana, çerilerime, orduma ve ulusuma güç ver. Ver ki dokuz tuğ göklere çıksın, ver ki atlarımızın nalının değmediği bir avuç toprak kalmasın, ver ki Türk'ün adalet ve kudreti tüm cihanı sarsın."
Çerileri toplayıp tez zamanda talim etmeye başlamak gerekli. Onca yol göç, savaşlar, kıtlık çeken milleti zengin kılmak gerekli. Elde avuçta kalan tek şey pusatlarımız ve dahi harbetme arzumuz. Başka türlü nasıl zengin olup güçlenebiliriz ki ? Başkaları adına savaşmak. Aslında bu kendi adımiza savaşmaktan daha aşağı birşey fakat mal yok mülk yok altın yok. Var olduğunu bildiğimiz tek şey savaşmak. Ancak savaşma arzumuzu ve bilgimizi satarak zengin olup tüm cihana nam duyurmak omuzbüstünde baş, taş üstünde taş bırakmamak gerekli..
4 yıl önce
Para gerekmekteydi. Hemde çok fazla. Aslında gözünde hiçbir değeri olmayan bu sarı demir, pusat yapamazsın, zırh yapamazsın, cenk ederken bir işine yaramaz.. Ama ademoğlunun candan öte tuttuğu atasından anasından daha çok değer verdiği bu sarı demir ile pusat ve zırh alabilir, ordunu donatabilirsin.
Ne kadar karmaşık, karnını doyurmaz, avlansan keklik bile kesmez. Ama acun kafasını ve kanını bununla bozmuş durumda. O halde birşeyler yapmalı ve insanların taptığı bu sarı demirden çokça elde etmeli..
"Derhal bütün ulakları çağırın" diye seslendi Başbuğ TongYabgu.
Otağ'a girdikten sonra diz vurup Başbuğu selamlayan çerilere;
"Tez bu yazıları gidebildiğiniz her oba, köy, han, kale ve şehre ulaştırın. Gördüğünüz her canlıya deyin ki, Başbuğ ve yüce yaradandan gayrı kimseden korkmayan Ötüken çerileri -Paralı Asker- teşkilatı kurdu. Kim ki başı darda sarı demir verir ise biz gelip çözeceğiz. Kim ki vuruldu sarıdemir verir ise biz gidip yağısına vuracağız. Kim ki zorda kaldığında, yenildiğinde, düşmanları pusat çektiğinde sarı demir verir ise biz yardımına koşacağız. Bundan sonra bilinsin ki, Ötüken çerileri ancak ve yalnız Göklerin ve Yerin yaratıcısından başka kimseden buyruk almaz. Ama sarı demir veren herkes için istediği yöne pusat çeker.."
4 yıl önce
Gerektiğinde size sarı demir vereceğimden emin olabilirsiniz..
4 yıl önce
Elleri kaşınıyordu, bu herseferinde olur ve ne zaman yağı toplansa savaş naraları duyacak olsa hep böyle olurd.
Havada değişen dünyanın esintisi vardı.
Hissediyordu Başbuğ TongYabgu, dünya tekrar bir değişime hazırlanıyordu..
4 yıl önce
Gizli Eli Duyunca Sakallarını Kaşıyorsun Tongyabgu...
Kestiğin 40 Koyunu Hangi Çobandan Aldın...
Beni Dostlarınla İstişare ederken Zaruri dostlarını Yabana Atma...
